top of page

Recensione di Metin Cengiz

Alessandra Corbetta  genç bir şair, ancak edebiyatın birçok dalında ürün veren, çalışkan ve üretken biri. Aynı zamanda romancı, denemeci ve editör olarak da İtalya'nın en büyük yayınevlerinden birinde çalışıyor. Dünyadan birçok şair ve edebiyatçıyla arkadaş, ülkesinin şiirini bildiği gibi yabancı ülkelerin şiirini de izlemeye çalışıyor. Dünyada olup biten, insanlığın yaşadıkları şiirinde bir deneyim olarak yer alıyor ve bütün bu özellikler onun şiirini tematik olarak zenginleştiriyor.

Corbetta'nın şiiri ilk bakışta izlenimci bir şiir gibi gözükebilir. Ne var ki okudukça onun ontolojik bir şiir yazdığını, kendi varoluşsal sorunları üstünde bir şiir inşa ettiğini anlıyoruz. Şiirinin izlenimci görüntüsü şairin dünyada olup bitenlere karşı hassas ve sorumluluk duygusundan kaynaklanıyor. Ancak şair aynı zamanda bu olguları kendine ait yaşantılar, olaylar olarak hissediyor ve derinliğine yaşıyor. Olup biteni yalnızca kendi bakış açısından ve yüreğinin ta içinden duyarak yazıyor. Yani bu sebeple Corbetta'nın şiiri, bir şairin yaşadıklarının, varoluş hallerinin şiiri.

Böyle bir şiir yazınca retoriğin tuzağına düşmediğini de görüyoruz. Gereksiz süslemelerden arınmış, söz fazlalığı olmayan, anlaşılır, duru bir şiir yazıyor Alessandra Corbetta. Söylemek istediğini şiirin olanaklarıyla inşa eden bir söyleyişi var. Gereksiz söz oyunlarına yüz vermeyen, imgeyi yerinde kullanan bir şair söz konusu. Neyi nasıl yazacağını iyi biliyor.

Lirik bir şair, yüreğinden gelen ışıltıların damlaları dizelere doğrudan yansıyor. Lirik şiirin modern şiirin tek söylem tarzı olduğunu anımsayalım. Corbetta'nın lirizmi klasik şiirin lirizmi değil, yani coşkunun akıntısında yazılmış bir klasik lirikten söz etmiyoruz. Klasik şiirin epik, trajik şiirini de kucaklayan bir lirizm bu. Sokakta, evde, işyerinde bile varlığını gösteren bir lirizm bu. Her şeyi kendine çeken ve ona tınısını veren bir lirizm.

Söz'ün değerini biliyor, sözün kaygan olduğunu, mutlak bir kökeni olmadığını (Adorno), gerçeklikle birebir bir örtüşme sağlamadığını, dil içinde anlamla ilgili bir değer taşıdığını biliyor ve bunu yerinde kullanıyor. Sözcüklerin şiirdeki imgesel değerini tartıp biçiyor yani. Gerçekliği imgelemindeki gibi kurup biçimlendiriyor, yani dünyayı yeniden kurguluyor.

Hakikat bu bağlamda önem kazanıyor Corbetta'nın şiirinde. Bir bütünlük, şiirin kendi içinde anlamlı bir bütünlük kurmaya önem veriyor. Bunu rastlantıya bırakmıyor. Dünyanın çok çeşitli gerçeklerini anlatırken bunların insan odaklı bütünsel bir değer taşıdığının farkında: insani bir değer.

Düzyazı gibi mantıklı bir sıra izleyen cümlelerle yazıyor şiirini. Bu da bütünlüğünü sağlayıcı bir etken oluyor. Elbette düzyazı şiirden söz etmiyorum. Onun kendine özgü söyleyiş tarzından söz ediyorum.

Gördüğüm kadarıyla şimdilik şiirini kurma, kendi sesine yerleşme aşamasını yaşıyor şair. Bu seste derinleştikçe genişleyip daha zengin bir söyleme ulaşacağını söylemek de mümkün.

Gelecek için çok şey vaat ediyor, izlemek, okumak gerekli.

Alessandra Corbetta è una giovane poetessa, ma non solo: produce opere in vari ambiti letterari, è solerte e prolifica. Allo stesso tempo lavora come editor, romanziera e saggista. Ha contatti con molti poeti e letterati stranieri e cerca di seguire la poesia mondiale così come fa con la poesia del suo paese. Ciò che accade nel mondo, e che il genere umano sta vivendo, prende parte in forma di esperienza nella sua poesia, e questa particolarità la arricchisce dal punto di vista tematico.

 

A prima vista, la poesia di Alessandra Corbetta potrebbe apparire impressionista. Tuttavia, più la si legge più si comprende che lei scrive una poesia ontologicamente costruita sulle proprie questioni esistenziali. L'apparente impressionismo trae origine dalla sensibilità e dal senso di responsabilità della poetessa nei confronti di ciò che avviene nel mondo. Ma al contempo l'autrice vive questi eventi come esperienze e avvenimenti che le appartengono, e li vive fin nel profondo. Ciò che avviene viene messo per iscritto attraverso il proprio punto di vista, sentendolo nel profondo del cuore. Per questa ragione, quindi, la poesia di Corbetta è la poesia del vissuto, la poesia delle condizioni dell'esistenza.

 

Inoltre constatiamo che, nella scrittura di una poesia di questo tipo, Corbetta non cade nella trappola della retorica. Scrive una poesia priva di abbellimenti superflui, priva di parole eccessive, comprensibile e limpida. Ha un discorso che costruisce ciò che intende comunicare, ricorrendo alle possibilità della poesia. Non si presta a inutili giochi di parole, utilizza le immagini in maniera appropriata. Sa bene come scrivere cosa.

 

Conosce il valore della parola, sa che la parola è scivolosa, che non possiede una radice assoluta (seguendo Adorno), che non coincide mai esattamente con la realtà, e che è carica di un valore che, all'interno della lingua, concerne il significato, e la usa in maniera appropriata. Insomma, è in grado di soppesare e dare forma al valore simbolico delle parole in poesia. Dà forma alla realtà secondo la sua immaginazione, ovvero è capace di ricostruire il mondo.

 

Da questo punto di vista, la verità acquista importanza nella poesia di Corbetta. La poesia si sforza di creare in sé un'integrità, una totalità portatrice di significato. E questo non è lasciato al caso. Mentre racconta le varie realtà del mondo, sa che esse possiedono un valore olistico per la vita umana: un valore umano, appunto.

 

La sua poesia ricorre a frasi che seguono una progressione logica, come in prosa. Anche questo ha per effetto di preservare la totalità. È chiaro che non sto parlando di poesia in prosa, bensì di un modo di esprimersi che è specifico della sua scrittura.

 

A quanto ho visto, la poetessa per ora sta creando la sua voce poetica e la sta rendendo stabile. Man mano che questa sua voce diverrà più profonda e ampia, si potrà immaginare che raggiunga un tipo di discorso sempre più profondo.

 

Promette molto per il futuro, è necessario seguirla e leggerla.

(traduzione a cura di Nicola Verderame)

bottom of page